Umre’de ihrama girmek şart mı?

Hac ve Umre’de ihrama girmek şarttır. İhrama girmek, dünyevi bütün mevki ve makamları arkada bırakmak, anlamına gelir. İnsan, Umrede ihrama girerek dünyayı, dünya sevgisini, makam ve mevkileri geride bırakmış, terk etmiş olur. Hem kalp, hem ruh,  hem de beden ile insan Allah rızasını Umre ibadeti ile ihrama girerek elde etmek amacını taşır.

İhram iki parçadan oluşur: İzar ve rida. 

Bu iki basit giysi ile insan, dünyayı terk eder, Umre ibadetine başlar.

Bir ilahide şu sözler sanki tıpkı bunu anlatır:

Bunca yıldır bir hiçliğe

Gittim sana geliyorum.

Yeter artık döne döne

Bıktım sana geliyorum.

Evet insan, Umreye gidene kadar belli bir hayat yaşamış, belli bir tecrübe kazanmıştır. Bütün bu hayat tecrübesinin sonunda, sadece bu dünya için yaşamanın hiçliğini, anlamsızlığını insan anlamıştır. Ve bunu itiraf etmiştir. İnsan, ihrama girerek aslında Allah rızasını kazanma isteğini açıkça, hal diliyle söylemiş olur.

Devam edelim…

Bıraktım öfkeyi kini

Oldum bir rahmet ekini

Seni sevmenin zevkini

Tattım sana geliyorum.

İnsan, ihrama girerek öfkeleri, kinleri geride bırakır, bırakmalıdır. Tıpkı bir rahmet ekini gibi olmalıdır insan. Boynunu büküp Allah’a yalvarmalıdır. İşte bütün bunları yapabilen birisi, Allah’ı sevmenin zevkini tatmış demektir.

Durdum ve düşündüm demin

Baktım bu yol daha emin

Ayrılmamaya bin yemin

Ettim sana geliyorum.

İnsan, Umre yolculuğuna çıkarken, ihrama girerken düşünmelidir:

Hangi yol daha emin ve güvenilir? Hangi yol zararlı, hangi yol faydalıdır? Elbette bu sorunun cevabı bellidir: İslamiyet’in, Kur’an’ın ve Fahri Âlem Efendimizin (asm) yolu en emin, en güvenilir, en faydalı yoldur. Çünkü bu yolun sonunda cennet var. İşte bunu ihrama girerek anlayan insan, bu yoldan ayrılmamaya bin defa yemin etmelidir ve İslamiyet yolunda yürümelidir.

Evet, Umre yolculuğu, Hacyolculuğu, ihrama girmek son derece önemli ibadetlerdir. Sembolik değeri çok yüksek olan ibadetlerdir.

Biz bu ibadetleri yapmakla aslında Hz. İbrahim, Hz. İsmail peygamberler, Hz. Hacer validemiz ve Hz. Muhammed Mustafa’nın (asm) hatır