Kutsal Yolculuğun Vazgeçilmez Markası...
arka plan

Umre Kac Gün - Umre Ne Kadar Sürer

Umre ibadeti en fazla dört saat sürer.

Mekke yakınlarında mikat sınırında ihrama girilir. Yani ihram denilen örtüye bürünmektir. Daha sonra tekbir, tehlil, telbiye ve salavat-ı şerifler getirilerek Kabe-i Muazzama’ya gelinir. Kabe tavaf edilir, tavaf namazı kılınır. Safa-Merve tepeleri arasında say yapılır. Tıraş olunur, ihramdan çıkılır. Bu şekilde umre tamamlanır.

Ancak bu anlattıklarımız, umrenin muhakkak olması gereken esaslarıdır. Umrede bunlardan başka ziyaret edilmesi gereken yerler de vardır.

Umre, ihrama girerek başlanan bir ibadet. Erkekler iki parça ile ihrama girer. Bayanların ihramı ise kendi elbiseleridir.

Mikat mahallinde niyet edilerek Mekke’ye doğru hareket edilir.

İhramlı vaziyette iki rekat ihram namazı kılınır. Telbiye ve tekbirlerle Mekke’ye Harem’e doğru hareket edilir.

Ciddeden giriş yapılırsa, Mekkeye 130-140 km. mesafe var. Medineden giriş yapılırsa 450 km.ihram olarak seyahat edilir. 5-6 saat ihramlı kalınıyor. Otele yerleşiliyor. 1-2 saat hazırlık yapılıyor, abdest alınabiliyor. Umre ibadetini yapmak için hareme gidiliyor.

Kabeyi ilk gördüğümüzde dua etmek gerekiyor. Bununla ilgili bir hadis var: “Kabeyi ilk defa görenin duası makbuldür.” Ya Rabbi, yapacağım  umreyi, tavafı kabul et, demek gerekir.

Tavaf başlar. Yedi şavt. Bu tavaf metafta yapılırsa yarım saat-45 dakika sürer. Hac zamanı bir buçuk saate kadar çıkar. Çünkü çok kalabalık oluyor. Hacer-ül Esved önünde çok yoğunluk oluyor. 25 dakika-1 saatlik tavaf sonrasında iki rekat tavaf namazı var. Sünnettir. Mümkünse Makam-ı İbrahim’de kılmak gerekir.

Sonra Say ibadeti başlar. Safa’dan başlar. 15 dakika sürer. Önce Say niyeti edilir. Ya Rab! Senin rızan için Say yapmaya niyet ettim. Bu ibadeti kabul et. Bana kolaylaştır. BismillahiAllahuekber,denir. Merve’ye doğru yürünür. Bu gidiş 6-7 dakika sürer. 400-500 metre yürüme mesafesi. Yedi kere gidilip geliniyor. Üç gidiş dört geliş. 45 dakika çıplak ayakla mermer yolda yürünür. Oldukça yorucudur. Merve’de bitiyor. Her gidiş dönüşte Kabe’ye istilam yapılır. Avuçlar kaldırılıp Kabeye selam verilir. Yediye tamamlayıp Mervede bitiriyoruz. Dua ediyoruz. Say tamamlanmış oluyor.

En son tıraş olarak umre biter. İhramdan çıkmak için tıraş olmak şart. Erkekler için orada çıkışta berberler var. Otelde tıraş olunabilir. Kişi kendisi tıraş olabilir. Hanımı tıraş edebilir.

Tavaf-say-tıraş olma süreci 4 saat. Bu süreyi insanın genç olması, yaşlı olması, tecrübeli veya tecrübesiz olması etkiliyor.

Tıraş için jilet kullanmak sünnettir. Bütün bu anlattıklarımız, umre ibadetinin ne kadar süreceğini ifade etti.

Bir de umre ibadeti, bir ziyaret-seyahat-tatil gibi de düşünülebilir. 3 gece 4 gün Medine-Resulullah’ın kabri, Uhud ziyaretleri. İnsan pazartesi gitse, Perşembe günü Mekkeye geçebilir.

Mekkeye geçmeden önce ihrama girmek gerekiyor. Zuhru Hurufiye mescidinden Mekkeye geçilir.

Türk hacıları ortalama 4 gün kalıyorlar. Normalde 8 gün kalmak sünnettir. Medine süreci 4 gecedir. Mekkeye geçilir. 4 gece Mekke’de kalınır. Toplam 8 gün.

Ekseriyetle Türk hacıları 15 gün kalıyorlar. 15 gün umre, en uygun olanıdır. 50 tavaf yapmak sünnettir. Adapte olmak 3 gün sürüyor. 20 günlük planlamalar var. Yaşlı hacılar tercih ediyorlar. Anadolu’dan Türk hacılarının talep ettiği 28 günlük programlar var. Ramazan umresi de var.   

Umre neresidir?

Kabe, Mescid-i Haram

Sevr Dağı, Sevr Mağarası

Arafat, Arafat Dağı, Müzdelife

Mina Dağı

Akabe, Hudeybiye, Cidde

Medine, Mescid-i Nebevi

Kuba Mescidi, Baki Mezarlığı

Uhud-Bedir şehitlikleri

Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali mescitleri.

Mescid-i Kıbleteyn.

Umre’nin anlam ve önemi

Umre, bir ibadettir. İhrama bürünerek Kabe’yi tavaf etmektir. Umrenin gerektirdiği bütün şartlara uyarak tavaf ibadetinin tamamlamaktır.

Şimdi bir mümini düşünelim. Hayatı boyunca Allah’a iman etmiş. Kur’an-ı Kerim’i okumuş, Allah’ın emir ve yasaklarına mümkün olduğunca uymaya çalışmış. Fahr-i Kâinat Efendimiz’i (asm) sevmiş, saymış, onun hayatını okumuş, öğrenmiş, dinlemiş… Onun sünnet-i seniyyesini kendine rehber edinmiş… Ve Hayatı boyunca Peygamber Efendimiz’i, Mekke’yi, Medine’yi merak etmiş…

Fahr-i Kâinat Efendimiz (asm) nerede yaşadı? Hangi mekânlarda yaşadı? İslamiyet nereden dünyaya yayıldı? O mübarek mekânlar nasıl mekânlardır? Nasıl coğrafyalardır?

İşte umre, bütün bu soruların cevaplarının bulunabileceği çok güzel bir ibadettir. Aynı zamanda bir ziyarettir.  

Efendimiz’in (asm) çocukluk ve gençlik yıllarının geçtiği, peygamberlik vazifesiyle vazifelendirildiği mekânlar, Mekke ve Medine’dir.

İlk vahyin gelmeye başladığı Hira mağarası… Ashab-ı Kiram’ın İslamiyet’le tanıştığı Mekke sokakları… Vahye tanıklık eden o mübarek topraklar, tepeler, dağlar… Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarının yaşandığı meydanlar… Bütün bu coğrafyalar aynı zamanda sahabe-yi kiramın yaşadığı yerler… Hz. Ebu Bekirler, Ömerler, Osmanlar, Aliler, Hamzalar… Hz. Hatice, Hz. Ayşe, Hz. Fatma (ra)…

İşte biz umre ibadetini yapmakla, bütün bu sahabelerin hatıralarının izlerinin durduğu o diyarlara yolculuk etmiş oluyoruz.

Kabe’yi tavaf, metaf, say, istilam

Tavaf, yedi defa Kâbe’nin etrafında dolaşmak demektir.

Metaf, tavaf alanı demektir.

Say, Safa-Merve tepeleri arasında tıpkı Hz. Hacer annemiz gibi koşmaktır. 

İstilam, Kabe’yi tavaf ederken, Hacerül Esved’in önünden her geçişte elleri açıp Hacerül Esved’e selam vermek ve avucun içini öpmektir. 

Kabe’yi tavaf etmek, Allah’ın varlığını, birliğini kabul etmek, Allah’a samimi bir kalple, yönelmek anlamına gelir. Bütün bu iman ettiklerimizi fiili olarak, bedeni bir ibadetle gerçekleştirmek demektir. Bütün varlıklar, yıldızlar, galaksiler, bütün kâinat döne döne bir Yaratan’a işaret ederler. Allah sevgisiyle atomlar, elektronlar, dünya döner… Gezegenler, yıldızlar, güneşler döner… Galaksiler ve kâinat döner… Üstelik bütün varlıklar belli yörüngeler üzerinde, belli bir hesapla dönerler…

İşte umre ve hac ibadetleri de bu dönüşün insan tarafından tasdik edilmesi, insanın bu büyük ibadete katılması anlamına gelir.

Kâinatın kalbi dünyadır. Dünyanın kalbi Mekke ve Medine’dir. Mekke ve Medine’nin kalbi ise Kâbe-yi Muazzamadır. İşte müminler, kâinatın kalbi olan Kâbe’de Allah Allah diye diye dönerler. Kâinatla birlikte, cümle varlıklar birlikte, yer ve gökle birlikte, Allah’ın birliğini haykırırlar.

Şimdi bu eşsiz manzaranın bir adım ilerisine bakalım…

Kabe bir mihrap…

Hemen çevresinde Mekke ve Medine’deki camiler, mescidler… O mescitlerdeki saf saf müminler…

Biraz daha ötede Arap yarımadasındaki camiler, mescitler… O mescitlerdeki saf saf müminler…

Daha ötede Kudüs, İstanbul, Konya, Bursa, Kayseri’nin camileri…

Mübarek Anadolu topraklarının, Asya’nın, Afrika’nın camileri, müminleri…

En sonunda bütün İslam dünyasının camileri, mescitleri ve saf saf müminleri…. İki milyar Müslümanın Allah demesi…

Ve bütün bunların da ötesinde bütün ülkelerdeki, bütün kıtalardaki, bütün dünyadaki camiler, mescitler, saf saf müminler…

Tıpkı bir gül goncası gibi….

Allahuekber nidalarıyla kıyamda duran, rükûya eğilen, secdeye varan müminler….

Bütün bu ibadet eden müminlere katılan dağlar, denizler, bitkiler…. Zikir halindeki, vecd halindeki mahlukat… 

Neyin çevresinde?

Mekke’deki Kâbe’yi Muazzama’nın çevresinde…

Kimin için?

Allah için…

Hangi kitabın rehberliğinde?

Kur’an-ı Kerim’in…

Hangi peygamberin izinde?

İki Cihan Güneşi Fahri Âlem Hz. Muhammed Mustafa’nın (asm) izinde…

Evet, yerlerde ve göklerde bütün mahlukat Allah’ı anarlar…

Varlıklar, Allah’ı anmaya, Allah için dönmeye devam ederler…

Allah’ın ismiyle Allah’ın zikriyle bütün varlıklar büyük bir vecd, cezbe ve istiğrak halindedir aslında…

İşte biz bu tabloyu Kabe’yi tavaf ederken çok net olarak görür ve yaşarız.

Umre ve Hac ibadetleri, bizi en geniş ve en derin mânâda Allah’a ibadetle buluşturan iki önemli esastır.

Yaşadığımız dünya ve İslamiyet’in kazandırdıkları

Şimdi düşünelim…

Nasıl bir dünyada yaşıyoruz?

Günümüz dünyası ne yazık ki çatışmalarla, krizlerle, bunalımlar dolu…

İnsanlar neye inanacaklarını, nasıl inanacaklarını bilmiyorlar.

Bu manzara bize neyi hatırlatıyor?

İslamiyet öncesindeki dünyayı hatırlatıyor.

O halde yapılması gereken belli:

İslamiyet’i, Peygamber Efendimiz’i, Kur’an-ı Kerim’i, Sünnet-i Seniyye’yi tekrar öğrenmek, yeniden öğrenmek… Yeniden anlamak… Yeniden yaşamak…

Efendimizin (asm) aziz hatıralarını, onun yaşadığı mekanları, coğrafyaları, diyarları ziyaret etmek…

Günümüzde İslamiyet’ten, ezandan, Kur’an’dan habersiz niceleri var ki aslında iman nurunu arıyorlar. Dünya nurunu arıyor.  

   



Diyanet logoTursab logo