Kutsal Yolculuğun Vazgeçilmez Markası...
arka plan

Medine Haremi - Mescidi Nebevi Nasıl Yapıldı?

MEDİNE HAREMİNİN TARİHI

Resulullah (S.A.V.)'in inşasından, Suud hükümeti nin genişletmesine kadar, Haremi Nebi, Hücre'i Mutahhare, Ravza'i Şerife Mihrap ve Minberi Nebevi tarihinin hülāsası:

«Benim mescidimde bir namaz, diğerlerinde kılınan bin namazdan hayırlıdır. Meğer ki Mescid-i Haram'da kılınmış olsun. O müstesnadır.» Buyurmuştur.
Mescidi-nebevi-medine-şehri

Bütün hamd edenlerin hamdleri Alemlerin Rabbi olan Allah tealâya mahsustur. İyi akibet müttekiler içindir. Salât ve selâm Rasullerin efdali ve hatemi olan Efendimiz Muhammed (S.A.V.)'in üzerine Al ve ashabına  ve onlara iyilikle Kıyamete kadar tâbi olanları üzerine olsun. 

Mescid-i Nebevi'nin inşası esnasında alanı 2485 metrekare iken, Suud hükümetinin tevsiatından sonra 16327 metrekareye ulaşmıştır. Ve bugün gayet muhteşem ve hendesi yaz ve süslerle süslü bir abide, bina halindedir. Allah teali sevdiği ve razı olduğu işlere bizi muvaffak kılsın.

RASULULLAH (S.A.V.)'İN MESCİDİ

Mescid-i Nebevi'yi Rasulullah (S.A.V.) ashabı ile beraber tesis etmiştir. Rasulullah (S.A.V.) bizzat eli ile ça lışmış ve burada çalışanlara duâ etmiştir. Bu Mescid-i Nebevî, namaz kılan, oruç tutan, zekât veren ve Allah tealânın kanunlarını hakim kılan ve yine Allah tealâyı zikretmekten, ne alışveriş ne de ticaretin alıkoyamadıği ricâli yetiştiren ilk islâm okulu (mektebi) olmuştur. Bu sebeple onlar için şehirler, ülkeler fetholunmuş ve onlara dogu ile bati arasindaki uzaklıklar yaklaşmıştır. Bu büyük mescide çok inlihat ve ilaveler yöneltilmiştir. Nebi (S.A.V.) ın zamanı saadetlerinden zamanımıza kadar ki, Suud hükümetinin son büyük imara kadar.

RASULULLAH (S.A.V.)'IN MESCİDİNİN TARİHİ (İlk bina edilişinden zamanımıza kadarki genişletilmiş hali ile)

Allah tealâ Nebîsi Muhammed (S.A.V.)'e Medine'ye hicret etmesine izin buyurduğunda, Medine'ye geldi ve Kuba'ya kondu. Orada on küsür gece kaldı. Bu esnada Kuba mescidini tesis buyurdu. Sonra Medine'ye müteveccihen hareket etti ve yedi ay kaldığı Ebu Eyyub En sâri (R.A.)'in evini teşrif etti. Bu esnada Mescid-i Şerif'i inşa etti. Mescid için ensardan iki yetim olan Sehl ile Süheyl hurma kuruttukları arsayı seçti. Bu iki yetim, Sa'd Ibni Zerare'nin evinde bulunuyorlardı. Nebî (S.A.V.) bu arsayı on dînara satın aldı. Mescidin ilk defa tavansız yalnız duvarları vardı. Kiblesi Beyti makdise müteveccih idi. Mesahası (alanı) 70 x 60 zira idi. Sonra temelleri takriben 3 zira kadar kazıldı. Duvarlar kerpiçten yapıldı. İnşası sırasında bizzat Resulullah (S.A.V.) kendi çalıştı. Direklerini hurma ağacından yaptı ve yapraklarla örttü. Namaz kılınan bir geniş yeri, üç kapısı, Kıble tarafında üç tane revak'ı vardı. Kible Beytül Makdisin bulunduğu kuzey tarafında iken birinci kapı güney tarafında idi.

Kıble güney tarafındaki Kåbe cihetine tahvil edilince, güney tarafındaki kapı örülerek kuzey tarafında bir kapı açıldı. İkinci kapı Atike veya Rahmet kapısı adındaki kapıdır.. Batı tarafında, üçüncül kapı Babu Ali Osman (Osmanoğulları kapısı)'dir. Bu da doğu tarafındaki Cibril kapısıdır. Nebi (S.A.V.) mescidin inşasını bitirince mü minlerin analari, ezvac-i táhiratın evlerini yaptılar. Ba evler Ömer İbni Abdilazizi'n emâreti zamanında Mescide katılmıştır.

NEBI (S.A.V.) ZAMANINDA MESCİD-İ NEBEVİ'DEKİ İLAVE

Nebi (S.A.V.) Hicri altıncı senesinde Hayber Gazvesinden dönünce Mescid-i Şerif'in, doğu, batı ve kuzey taraflarından ilâve yaparak uzunluğu yüz, genişliği de yüz zira olmak üzere 10 bin zira kare şeklini aldı. (Zira 45 cm. civarında bir uzunluk ölçüsü birimidir) takriben 2025 m2'dir.

ÖMER (R.A.) 'IN HİLAFETİ ZAMANINDA

Ömer (R.A.) güney tarafından yaklaşık 5 metre, batı tarafından yaklaşık 10 ve kuzey tarafından da 15 metre ilâve yapmıştır. Doğu tarafında ise ilâve yapmadı. Güney tarafındaki ilâveye Abdulmuttalib'in oğlu Abbas (R.A.) katıldı. Mescide altı kapı açıldı, ikisi batı tarafında Rahmet kapısı ve Selâm kapısı hizasında, iki kapı da doğu tarafında, biri değişmeyen Ali Osman kapısı, diğeri de Nisâ kapısı hizasındadır. Diğer ikisi de kuzey tarafındadır. Ömer (R.A.) zamanında yapılan bu ilâvenin yapımında kerpiç ile hurma dalları kullanılmış, direkleri ağaçtan yapılmıştı.

OSMAN (R.A.) ZAMANINDA

icri 29 tarihinde Osman İbni Afvan (R.A.) Mescid-i Nebevi'nin binasını yeniledi. Ve bir revak yaptı. Mescidin duvarlarını taştan inşa ettirdi. Oyulmuş taşlara de direkler sokulup kurşun döküldü ve tavan saac ağacından yapıldı. Kapıları önceden olduğu gibi altıdır. Direklerini uzun ağaçdan yaptı. Sonra iki kapısı örüldü ve dört kapı kaldı. Bunlar bilinen kapılardır. Abdülmecid'in imarında 5’nci kapı ilâve edilinceye kadar sürdü. Osman (R.A.) yerden iki zira kadar yüksekce, kerpiçten bir oda yaptı. Bir de insanların imama baktıkları bir pencere yapti. Sonra Ömer İbni Abdülaziz onu saac'dan inga etti. Daha sonra da Abbasi olan Mehdi onu tekrar saac ağacından yeniledi ve Mescidin zemini seviyesine indirdi. 

EMEVİLER DEVRİNDE MEDINE MESCIDI

Velid İbni Abdil Melik Medine Mescidini, Medine Valisi Adil İmam Ömer İbni Abdülaziz'in eliyle yeniledi. Bu yenileme işine 88 Hicri tarihinde başlanıp, 91 tarihinde bitirilmiştir. Mescidin doğu, batı ve kuzeyinden ilâveler yapıldı. Nebî (S.A.V.)'in ezvaci tahiratının hücrelerini de Mescide kattı. Ravza tarafındaki Aişe (R.A.)'in hücresinden bir kısım kesilerek Mescide alındı. Bugün kubbe nin altında mevcut olan beşgen şeklindeki bina bu hücrenin üzerine ikâme edildi. Mescid taş ve kerpiçle inşa edildi. Direkleri, kenarları kalay ve demirle kaplanan taştan yapıldı. Duvarları mermer vesaire ile süslendi. Tavanı saac ağacı ile yapıldı ve altın suyu ile yaldızlandı. Direk ve eşiklerin baş tarafları altınla süslendi.

(Saac: Hindistan'da çıkan abanoza benzer sert bir ağacın ismidir ki, Kamus mütercimi Asım Efendi merhum «Bu diyarda saaç ağacı diye meşhur olan ağaç zan olunuyor ve bazı müfredata atfen: Hint Çınarı ve bazıları Hint Ardıcı derler diye izah ediyor.


ABBASILER ZAMANINDA MESCİD-I NEBEVI 

Abbasi Halifelerinden olan Mehdi 161 Hicri yılında başlayıp 165 yılında biten imårı esnasında Mescidinin kuzey tarafından ilave yaptı. 654 yılının Ramazan ayının ilk cuma gününde kandilleri yakan kandilcinin bıraktığı kıvılcımla çıkan yangında Mescidin sahnındaki kubbe oda hariç her tarafı yanmıştı. Bu kubbeyi 586 yılınds Mescidin kıymetli eşyasını saklamak lizere Nasiruddls yapmıştı. Yangın esnasında Hazreti Osman'ın mushafı bu kubbenin altındaydı. Bu yangının vukuu Halife Müstasim billahe yazılınca hac mevsiminde ustalar ve aletler gönderdi ve 655 yılında Mescid-i Nebevi'yi yenilenmeye başladı. Yemen Meliki Muzaffer imâr için ağaç, kereste ve imâra gerekli maddeler gönderdi. Mısır Melle Nuruddin Ali Ibnil Muiz, vezzahir de aynı şeyi yaptılar. Imâr da onun zamanında bitti.

MISIR MELİKLERİ ZAMANINDA MEDİNE MESCİDİ

705 yılında Kalavun'un oğlu Melik Nasır Muhammed, Mescidin tavanını yeniledi. 729 yılında ön tarafındaki tavanda, yeni bir revak ilâve etti. 831 yılında Eşref Barsbay, her iki revakı yeniledi. 853 yılında Zahir Çakmak Ravza'i mutahharanın tavanını yeniden yaptı. 879 yılında Melik Eşref Kaytabay bazı direklerini, duvarlarını ve tavanını minarelerini içine alacak şekilde büyük bir tamire girişti. 886 yılının 13 Ramazanında çakan bir şimşek neticesinde baş minarenin hilâline yıldırım isabetle Mescidin sakfını harab etti. Ve bütün Mescide yayıldı. Mescid-i Şerif'in duvarları yıkıldı. Direklerinin çoğu düş ty. Maksure, minber, kitaplar ve mushaflar yandı. Hüc re'i Şerife ile sahndaki kubbeden başka hiçbir şey kurtulamadı.

 

Haber, Eşref Kaytabay'a ulaşınca emir Sankar El Cemali'yi Medine'ye yanında bin tane usta ve bir çok aletler olduğu halde, Mescid-i Şerif'i imâr etmek üze re gönderdi. İnşaya baş minareden başlayıp bitirdiler. Sonra doğu duvarı ve ön duvarları Cibril kapısına kadar yeniden inşa ettiler. Genişliğine biraz ilave yaptılar. Mihrab Osmani'yi genişlettiler ve üzerine çevresindeki direklerin başlıklarına oturtulan bir de kubbe yaptılar. Hücre'i Nebevi'nin duvarları üzerine ve sakfının üstüne bir kubbe yaptılar. Bu kubbenin üzerine de kendilerinin yaptıkları sütunlar ve direkler üzerine oturan diğer bir kubbe daha yaptilar. Sonra Kıble duvarı ile Hücre'i Nebevi arasına üç kubbenin çevrelediği büyük bir kubbe daha yaptılar. İçerden de Selâm kapısının önüne iki kubbe inşa ettiler. Bu (Selâm) kapısı beyaz ve siyah ruhamdan yapıldı. Ve Mihrab-1 Osmani süslendi. Daha önce bölünmüş olan Hücre-i Şerife'yi ve etrafını eski haline iade ettiler. Bir minber ve müezzinler için mermerden sofa yaptılar. Nebi (S.A.V.)'in mihrabı yerine ortası boş bir mih rap yapıp, renkli ruham ile süslediler. Rahmet kapısının minaresini inşa edip, daha sonra yanina Medrese-i Mahmûdiyye adı ile tanınan bir medrese yaptılar. Kaytabay, bu imâr için 120 bin dinar tahsis etmişti.

OSMANLILAR ZAMANINDA MESCİD-İ NEBEVİ

Hilafetin ve iki Harem-i Şerif'in işlerini idare etmek vazifesi Osmanlılara yönelince, Mısır meliklerine (idare cilerine) Mescid-i Nebevi'nin ihtiyaçlarını temin etmek vazifesini verdiler. Hicri 980 yılında İkinci Selim (Sarı. 1574-1566) Mescid-i Nebevi'yi imâr ederek, çok güzel bir kıble yaptı. Altın suyu ile nakışlı çini ile süsledi ve arkasına ismini yazdırdı. 1233 Hicri yılında Birinci Sultan Mahmud (1730-1754) Kubbe'i Şerif'i yaptı. 1255 H. yılından sonra Abdülmecid'in baglatt lında da koyu yeşille boyadı. O günden beri (Kubbetü'l Hadra) adı ile isimlendi. (1839-1861) büyük imar, 1265 Hicri yılında başlayıp 1277 yılında biten imardır. Bu işi seçtiği adamlarına verdi. Onlar da Akik vadisinden Hedåb denilen kayadan direkler ve taşlar kestiler. Mescidi birer birer, parça parça yıkmaya başladılar. Yıktıkları kısmı hemen yaptılar. Yenilediler. On iki sene zarfında Mescid-i Şerif'i tamamen yenilediler.



Diyanet logoTursab logo