Kutsal Yolculuğun Vazgeçilmez Markası...
arka plan

Kabe’nin İnşası

#Mekke’de Putperestlik Nasıl Ortaya Çıktı? #Mekkeli Müşrikler #Ebrehe’nin Ordusu ve Fil Olayı

 

Kâbe’yi Kur’an’da geçtiği üzere inşa eden Hz. İbrahim (a.s.) ve oğlu Hz. İsmail (a.s.)’dır. İbrahim (a.s.) Mekke’ye gelerek Kâbe’nin temellerini ortaya çıkararak küp şeklinde inşa etmiştir. Lügatte de Kâbe “dört taraflı veya küp şeklinde olmak” demektir. Kâbe’nin her tarafı bir yönü göstermektedir. Doğu tarafına “Rüknülhacerülesved”, güney tarafına “Rüknülyemânî”, batı tarafına “Rüknülgarbi”, kuzey tarafına da “Rüknülırâkî” denilir. 

Kabenin Mimari Yapısı

                  (Kâbe'nin Mimari yapısı) 

Hz. İbrahim (as.) Kâbe’yi inşa ettikten sonra iskele tarafına bulunan taşa çıkarak, insanları burada Allah’ın dinine davet etmiş ve tebliğ görevini yerine getirmiştir. O zamanda itibaren de Kâbe’ye hizmet edilmeye başlanmıştır. Hz. İbrahim’in dinine inananlara zamanla Hânif denilmeye başlanmış ve buraya Hac ve ibadet için gelmeye başlamıştır. Hz. İbrahim (as)’ın insanları Hakk’a çağırdığı yer bugün Makam-ı İbrahim olarak bilinmektedir ve İbrahim (as)’ın burada ayak izi vardır.

Kureyşliler kimin ayağının Hz. İbrahim’in ayak izine benzediğini tartışmış ve yumuşak kum veya toprak üzerinde yürüyerek bakmışlardır. İbn Abbas’tan rivayet edilen olaya göre Hz. Muhammed (s.a.v)’in ayağı Hz. İbrahim’e benzediği görülmüştür.


                (Makam-ı İbrahim, Kâbe, Mekke)

Mekke’de Putperestlik Nasıl Ortaya Çıktı?

Mekkeliler Amr bin Luhayy’ın Kâbe’ye ilk putu getirene kadar tevhid inancına inanıyordu. Mekke’ye ilk putu getiren Amr bin Luhayy, putu Suriye’nin Belkâ denilen kentinden getirmişti. Kâbe’nin bekçiliğini yapan Luhayy, hastalanmış ve şifa bulmak için Belkâ’da bulunan su pınarında temizlenip iyileşmişti. Luhayy, Belkâ halkının puta taptığını görmüş ve rivayetlere göre oradan aldığı putları Kâbe’ye getirmiştir. Böylece yavaş yavaş putperestlik baş göstermeye başlamıştı.

Mekkeli Müşrikler

Zamanla Hanif olan tevhid inancını terk eden Mekkeli Araplar, putlara tapmaya başlamıştı. Kâbe’de bulunan başlıca putlar; Lât, Menât, Uzzâ, Hübel İsâf ve Nâile idi. Araplar Kâbe’yi ve aynı zamanda putları tavaf ediyordu. Bir süre sonra da çıplak tavaf edilmeye başlanmıştı. Mekke’ye gelenler belli gün ve aylarda putlara ve Kâbe’ye hediyeler ve kurbanlar veriyor, putlara ayrılan hediyeleri kendi aralarında paylaşıp yiyorlardı. Kâbe’ye ayrılanları ise dokunmuyordu. Böylece Allah’a ortak koşan Mekkeli Müşrikler zamanla daha çok puta tapmaya başlamıştır.

 

Ebrehe’nin Ordusu ve Fil Olayı

Mekke’de yerleşik hayat Kâbe’nin inşasından sonra başlamıştır. Kureyşliler Mekke’yi ticari ve ekonomik olarak geliştirmiş ve civar şehirlerde yaşayan diğer Araplar buraya ticaret yapmaya ve ibadet etmeye gelmeye başlamıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) dedesi Abdumenaf bin Kusayy Mekke’nin lideri iken burayı önemli ölçüde geliştirmiş ve Arap yarımadasında merkezî bir konuma gelmesini sağlamıştır.

Yemen’de bulunan Himyerî Devleti hükümdarı Ebrehe kendi şehri olan San’a’nın Arap yarımadasının merkezi olması için buraya büyük ve gösterişli bir Kilise yaptırarak ticari ve dini merkezi Mekke’den çekmek istedi. Ancak Araplar ne Mekke’den ne Kâbe’den vazgeçti ve Ebrehe’nin Kilise’sine bakmadı. Ebrehe bunun üzerine büyük bir ordu toplayarak Kâbe’yi yıkmak üzere yola çıktı. Ordusunda Filler bulunduran Ebrehe Mekke’ye doğru yaklaşıyordu.

O sırada Mekke’yi idare eden Kureyş kabilesinin başında Peygamber Efendimizin dedesi Abdulmuttalip bulunuyordu. Abdulmuttalip Hanif inancına sahip birisiydi. Ebrehe’nin Mekke’ye yaklaştığında onunla görüşen Abdulmuttalip, Ebrehe’nin yoldayken gasp ettiği develerini geri istemişti. Ebrehe ise “Şehri yakıp yıkmamam için yalvarmak yerine develerini istiyorsun” demiş bunun üzerine “Kâbe’nin sahibi olan Allah, kendi evini koruyacaktır. Ben kendi sahip olduğum develeri almaya geldim” demiştir.

Ebrehe, Filleri ile Mekke’ye yaklaştığında Filler hareket etmeyi bıraktı ve Ebabil kuşları, ağızlarında tuttukları taşlarla Ebrehe’nin ordusuna perişan etti. Ebrehe yaralı olarak Yemen’e tekrar döndü ve kısa bir süre sonra öldü. Araplar tarihinde dönüm noktası olarak kabul edilir. Bu olayın geçtiği yıla Araplar Fil yılı adı vermiştir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) bu sene doğmuştur.

Bu olay, Kur’an’ı Kerim’de Fil Suresi ile nakledilmektedir.


 

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

1- Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi?

2- Onların kötü planlarını boşa çıkarmadı mı?

3- Onların üstüne ebabil kuşları gönderdi.

4- O kuşlar, onların üzerlerine pişkin tuğladan yapılmış taşlar atıyordu.

5- Böylece Allah onları yenilip çiğnenmiş ekine çevirdi.



Diyanet logoTursab logo